9 Kasım 2025 Pazar

Drone Ticareti: Yaptırımlardan Sanayi Stratejilerine Uzanan Yeni Dönem

 


Kaynak: Global Trade Alert (2025) – Drone-Related Trade Policies: From Sanctions to Industrial Strategy 

Giriş

İnsansız hava araçları (dronelar), son yıllarda sadece savaş alanlarında değil, küresel ticaret ve sanayi politikalarının da merkezinde yer almaya başladı. 2022’de Rusya’ya yönelik yaptırımların ardından başlayan politika hareketliliği, 2025’e gelindiğinde yeni bir boyuta taşındı: drone teknolojileri artık stratejik özerklik, ulusal güvenlik ve sanayi rekabetinin kesişim noktasında.

Global Trade Alert’in son raporu, 2020 sonrası dönemde dronelara yönelik ticaret politikalarının hızla çeşitlendiğini gösteriyor. Bu dönüşüm, yaptırımlardan sanayi sübvansiyonlarına uzanan yeni bir politika evrenini ortaya koyuyor.


1. Yaptırımlardan Sanayi Politikalarına: Dönüşen Öncelikler

Azerbaycan ile Ermenistan arasında 2020 yılında yaşanan İkinci Dağlık Karabağ Savaşı droneların askeri alandaki etkinliğini kanıtlamış, bu durum askeri amaçlı drone ticaretini artırmıştır. Türkiye bu dönemde drone ticaretinde önemli ülkelerden birisi haline gelmiştir. (Detaylı bilgi için : Türkiye’nin İnsansız Hava Aracı (İHA) İhracat Rekabet Gücünün Analizi çalışmasına bakılabilir.) Rusya’nın 2022’de Ukrayna’yı işgali, droneları bir anda küresel ticaret gündeminin merkezine taşıdı. Başlangıçta uygulanan yaptırımlar Rusya’yı hedef alsa da kısa sürede İran, Çin, Belarus ve Ukrayna gibi ülkeleri de etkiledi.

Zamanla, yaptırımların odağı komple drone sistemlerinden ziyade motor, sensör, optik bileşenler ve yazılım teknolojileri gibi ara ürünlere kaymıştır. ( Bu tip bir yaptırım TB-2 dronelarının Azerbaycan tarafından kullanılması nedeniyle Kanada tarafından Türkiye'ye de uygulanmıştır. İlgili Haber İçin Tıklayınız ) Bu eğilim, hükümetlerin droneları yalnızca savunma aracı değil, stratejik sanayi altyapısının bir parçası olarak gördüğünü açıkça ortaya koydu.


2. Çin’in “Alçak İrtifa Ekonomisi” Vizyonu

Global Trade Alert verilerine göre, 2020’den bu yana açıklanan drone sübvansiyonlarının neredeyse yarısı Çin kaynaklı. 2024 tarihli Havacılık Ekipmanları ve Alçak İrtifa Ekonomisi Eylem Planı ise Çin’in bu alandaki kapsamlı vizyonunu yansıtıyor.

Bu plan, sadece askeri droneları değil; teslimat sistemleri, uçan otomobiller, navigasyon yazılımları ve ilgili donanımları da kapsıyor. Çin, bu stratejiyle “low-altitude economy” kavramını geliştirerek droneları sadece bir teknoloji değil, yeni bir ekonomik katman olarak konumlandırıyor.

Batı dünyası hâlâ dronelara savunma ve güvenlik perspektifinden yaklaşırken, Çin’in vizyonu sivil ve ticari kullanım alanlarını içeren çok boyutlu bir yaklaşım sergiliyor.


3. ABD ve AB’nin Stratejik Tepkileri

Çin’in hızlı sanayi hamleleri, Batı ekonomilerinde de güçlü reaksiyonlara yol açtı.
ABD’de 2025 yılında yayımlanan “Unleashing American Drone Dominance” Başkanlık Emri, kamu alımlarında yerli üretim zorunluluğu getirerek korumacı bir politika çerçevesi oluşturdu. Ayrıca Section 232 kapsamında yürütülen soruşturma, drone ithalatının ulusal güvenlik üzerindeki etkisini araştırıyor.

Avrupa Birliği ise ReArm EuropeSAFE (Security Action for Europe) ve Apply AI Strategy programlarıyla savunma sanayi kapasitesini genişletmeyi hedefliyor. Her ne kadar bu programlar doğrudan dronelara odaklanmasa da, savunma teknolojilerinde üretim özerkliği fikrini güçlendiriyor. Özellikle AB’nin savunma finansmanını Avrupa içi üretim şartına bağlaması, droneların stratejik bir endüstri olarak tanımlandığının açık göstergesi.


4. Yeni Sanayi Politikası Dalgası: Stratejik Özerklik Arayışı

Dronelar, artık yarı iletkenler, bataryalar ve yeşil enerji teknolojileri gibi stratejik sektörlerle aynı kategoride değerlendiriliyor. Bu durum, devletlerin serbest piyasa dinamiklerini geri plana itip, kamu sübvansiyonları, yerli üretim zorunlulukları ve tedarik zinciri güvenliği odaklı yeni bir sanayi politikasına yöneldiğini gösteriyor.

Gelişen bu paradigma, droneları sadece “askeri teknoloji” olarak değil, jeoekonomik rekabetin yeni sembolü olarak konumlandırıyor.


Sonuç: Drone Çağının Ekonomi Politiği

Droneların yükselişi, günümüz dünyasında savaş, ticaret ve teknoloji politikalarını birbirine bağlayan yeni bir eksen oluşturdu. Çin’in “alçak irtifa ekonomisi” vizyonu, ABD’nin korumacı üretim politikaları ve AB’nin savunma kapasitesi yatırımları, bu teknolojinin küresel güç rekabetinde belirleyici bir faktör haline geldiğini gösteriyor.

Artık net olan şu: Dronelar, 21. yüzyılın yalnızca gökyüzündeki değil, ekonomik rekabetin de en stratejik araçlarından biri haline gelmiştir.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yeni Makale Yayımı: Trade Openness, Inequality, and Internal Conflict

Yeni araştırma makalem “Trade Openness, Inequality, and Internal Conflict: Global Evidence from a Dynamic Panel Analysis” , Journal of Econo...