6 Eylül 2023 tarihinde "ORTA VADELİ PROGRAM 2024-2026" yayınlanmıştır. Orta Vadeli Program, merkezi yönetim bütçesi hazırlık sürecini başlatan Orta Vadeli Program (OVP), makro politikaları, ilkeleri, hedef ve gösterge niteliğindeki temel ekonomik büyüklükleri, gelecek üç yıla ilişkin toplam gelirve gider tahminlerini, bütçe dengesi ve borçlanma durumu ile kamu idarelerinin ödenek teklif tavanlarını içeren temel politika dokümanıdır.
Bu yazımda Orta Vadeli Program'ı (2024-2026) uluslararası ticaret boyutuyla inceledim. Genel olarak yorumlamak gerekirse; ilgili dökümanın küresel ticaretin seyrine ilişkin bakış açısının karamsar olduğunu, korumacılık eğiliminin devam etmesi ve artmasının beklendiğini hatta çok kutuplu bir ticaret sisteminin ortaya çıkabileceği şeklinde bir görüşün olduğunu söylemek gerekiyor. ABD'de Başkan Trump'ın seçilmesiyle ortaya çıkan korumacı politikaların küresel ticarette kalıcı olacağı ve diğer ülkeler tarafından da korumacı eğilimlerin artacağı tahmini, ilgili belgeden açık şekilde anlaşılabiliyor. Buna bağlı olarak küresel ticaret hacminin ve Türkiye'nin küresel ticaretten aldığı payın azalacağı yönünde de tahminler bulunmaktadır. Metinde yer alan "Jeopolitik gerilimlerin ve ticarette korumacılık eğilimlerinin sürmesi uluslararası ekonomik ilişkilerin karmaşıklaşmasını beraberinde getirmekte, küresel ekonomi çok kutuplu bir düzene doğru evrilmektedir." ifadesi raporun küresel ticaretle ilgili görüşlerini net şekilde ortaya koymaktadır.
Raporda küresel değer zincirine ilişkin görüşlerde bulunmaktadır. Friend-shoring yani, iyi ilişkilere sahip olunan ülkeden ürünlerin tedarik edilmesi ve near-shoring yani, coğrafi açıdan yakın ülkeden ihtiyaç duyulan ürün ve hammadelerin tedarik edilmesi kavramlarına atıf yapılmıştır."Ülkeler ve bölgelerarası yeni ticareti ve siyasi iş birlikleri ortaya çıkmakta, dost ve müttefik ülkelerden tedarik (friend-shoring) ve yakın ülkelerden tedarik (near-shoring) yaklaşımları daha fazla benimsenmektedir." ifadesiyle küresel ticarette görülen bu eğilimlerin küresel değer zincirini etkileyeceği, yeni bir bölgeselleşme akımını beraberinde getirebileceği vurgulanmaktadır.
Raporda Dünya ekonomisinin büyüme ivmesini kaybettiği, özellikle gelişmiş ülkelerin bunun nedeni olduğu vurgulanmaktadır. Türkiye'nin başlıca ticaret ortaklarından olan Avro Bölgesi’nin yüzde 0,9 oranında büyümesi beklenirken, bölgenin lokomotif ekonomilerinden Almanya’nın yüzde 0,3 oranında daralması beklenmektedir. Bu durumun Türkiye'nin ihracatını etkilemesi kaçınılmaz gözükmektedir. Buna karşın, Çin ve Hindistan'ın ekonomik büyümelerinin istikrarlı olduğu vurgulanmış buna ek olarak "Rusya-Ukrayna savaşının da gelişmekte olan Avrupa ekonomilerinin büyümesi üzerinde baskı oluşturmaya devam etmesi beklenmektedir." ifadesiyle de Avrupa ülkelerinin ekonomik durumundan dolayı ortaya çıkabilecek ihracat azalışları için Çin ve Hindistan gibi yeni pazarlar hedef olarak seçilmiş gibi gözükmektedir.
Programda uluslararası ticarete ilişkin hedefler nelerdir ?
"Program döneminde, mal ve hizmet ticaretinde küresel gelişmeler yakından takip edilerek, yeşil dönüşüm ve dijitalleşme alanlarında gerekli düzenlemeler hızla hayata geçirilecek ve bu kapsamda dış ticarette Türkiye'nin rekabet gücünün ve küresel değer zincirlerindeki konumunun daha üst seviyelere çıkarılması sağlanacaktır. Böylece, mal ve hizmet ihracatında nicelik ve nitelik bakımından gelişim sağlanarak dünya ihracatındaki pay artırılacak, cari işlemler dengesinde kademeli ve kalıcı iyileşme kaydedilecektir." ifadeleriyle programın dış ticaret hedefleri özetlenmiştir.
Programda dış ticarete ilişkin aşağıdaki hedefler ve kararlar bulunmaktadır;
1) Öncelikli sektörler başta olmak üzere, katma değeri yüksek, teknoloji dönüşümünü sağlayacak stratejik öneme sahip sektörlere yönelik yatırımlar desteklenecek, sanayi ve dış ticaret politikası araçları bütüncül bir biçimde uygulanacaktır.
2) Dış ticarette iş süreçlerinin ve ihracat işlemlerinin kolaylaştırılmasını teminen gümrük idareleri ile gümrük kapılarının işlem kapasiteleri artırılacak, fiziki ve teknolojik altyapıları yerli kullanım imkânları gözetilerek ihtiyaçlar doğrultusunda yenilenecektir.
3) Turizm, taşımacılık, finansal hizmetler ve danışmanlık, eğitim, sağlık, dizi/film ve animasyon başta olmak üzere kültür endüstrileri, yurtdışı müteahhitlik ve teknik müşavirlik alanlarında verimlilik ve rekabet gücünü esas alan döviz kazandırıcı hizmet ticareti desteklenecektir.
4) Elektronik ticaret alanında dijital altyapının geliştirilmesi, ödeme ve lojistik altyapısının güçlendirilmesi sağlanarak e-ihracat desteklenecek, elektronik ticaret pazarında daha fazla ihracatçı firmanın etkin şekilde faaliyet göstermesi sağlanacaktır.
5) Türkiye'nin uluslararası görünürlüğünün artırılması ve imajının güçlendirilmesi için kamu, kültür ve dijital diplomasi faaliyetleri yoğunlaştırılacak, ayrıca ticaret diplomasisi araçları ile bölgesel ve çok taraflı işbirliği platformları etkin şekilde kullanılacaktır.
6) Dış ticaretin geliştirilmesinde “dost ülkelerden tedarik” ve “yakın ülkelerden tedarik” gibi yaklaşımlar izlenerek, ortak değer, amaç ve çıkarları olan ülkeler ile ekonomik ve ticari ilişkiler derinleştirilecektir.
7) Tercihli pazara giriş imkânlarının geliştirilmesini teminen, yeni serbest ticaret anlaşmaları müzakere edilecek ve yürürlükteki serbest ticaret anlaşmalarının kapsamının genişletilmesine yönelik çalışmalar yürütülecektir.
8) Karma Ekonomik Komisyon (KEK) ve Ortak Ekonomik ve Ticaret Komisyonları (JETCO) çerçevesindeki ekonomik ve ticari ilişkiler güçlendirilecektir.
Bu kararlar incelendiğinde, Türkiye'nin dış ticarette hem ülke hem de ürün çeşitlendirmesi yapmayı amaçladığı görülmektedir. Bu şekilde hali hazırda ortaya çıkmış olan küresel ticaretteki daralmadan en az şekilde olumsuz etkilenilebilecektir. Özellikle hizmet ticaretine ilişkin maddelerin yer alması ise, mal ticareti yanında hizmet ticaretinin de Türkiye'nin dış ticaretinde öneminin artırılmak istenmesi şeklinde yorumlanabilir.
Yukarıda programın temel ekonomik büyüklükler tablosu yer almaktadır. Dış ticaret kısmına bakıldığında hem ihracat hem de ithalat hacminin 2025 ve 2026 yıllarında artması beklenmektedir. Ancak dış ticaret hacmi / GSYH değişkenine bakıldığında ise azalış beklendiği görülmüştür. GSYH büyümesi kaleminde ise 2025 ve 2026 için büyüme oranlarının artması beklentisi söz konusudur.
Bu bilgiler ışığında, Türkiye'nin küresel ticarette ortaya çıkan korumacılık eğilimlerinden olumsuz etkileneceği, GSYH içinde dış ticaret hacminin payının azalacağı ön görülmektedir. Ancak büyümenin artması beklentisi ihracat yollu değil iç tüketimi artırarak büyümenin sağlanacağı şeklinde yorumlanabilir.


Hiç yorum yok:
Yorum Gönder