9 Kasım 2025 Pazar

Orta Vadeli Plan (2026-2028) ve Uluslararası Ticaret

 


Türkiye Ekonomisinin, 2026-2028 dönemine dair 3 yıllık yol haritasını ve hedeflerini sunan Orta Vadeli Program (OVP) Resmi Gazete'de 8 Eylül 2025 tarihinde yayımlandı. 


Bu yazımda OVP'yi uluslararası ticaret açısından inceledim. Küresel ticaretin olası seyrine ilişkin ne gibi beklentilerin yer aldığı, Türkiye'nin dış ticaret politikasının nasıl olacağı ve OVP'de dış ticarete yönelik ne gibi hedeflerin ve kararların bulunduğunu özetledim.


Küresel Ekonomiye İlişkin Tahminler;

Metinde küresel ekonomiye ilişkin olumsuz beklentilerin olduğunu söyleyebilirim. Küresel ticarette, tarife artışları ve jeopolitik gerilimlerin neden olduğu, bir belirsizlik ortamının olduğu belgede vurgulanmıştır. Yaşanan jeopolitik gelirimlerin emtia fiyatlarına yansıyarak fiyat artışlarını tetikleyerek küresel ticaret hacmini tehdit ettiği de metinde yer almıştır. Ayrıca, FED başta olmak üzere gelişmiş ülkelerin merkez bankalarının faiz indirim süreçlerini gümrük tarifesi artırımlarının enflasyon artışlarına neden olacağı çekincesi nedeniyle yavaşlatması da küresel ekonomik büyüme ve dolayısıyla küresel ticaret hacmi üzerinde olumsuz etki yapacaktır vurgusu belgede yer almaktadır.


Belgede küresel ticaretin, özellikle ABD ile Çin arasında Başkan Trump'ın seçilmesiyle yeniden ortaya çıkan ticaret gerilimi, karşılıklı gümrük tarifesi artışları ve bunların diğer ülkelere yayılması tehlikesi nedeniyle olumsuz etkilendiği belirtilmiştir. Küresel ticaret bu nedenlerle baskılanmakla birlikte özellikle önden yüklemeli ticaret ve yatırım faaliyetleri nedeniyle bir nebze olsun küresel büyümeyi destekleyebilmiştir. 


ABD'nin uygulamayı hedeflediği tarife artırımlarını ertelemiş olmasının kısa vadede olumlu olmakla birlikte belirsizliği artırdığı belgede vurgulanan hususlardandır. Jeopolitik Risk ve Ticaret Politikası Belirsizlik Endekslerinin yüksek oranda artmış olması, küresel ticareti baskılayan iki unsuru açık şekilde ortaya çıkartmaktadır. Küresel navlun fiyatlarında 2025 yılının ilk yarısında kısmi artışlar gözlenmiş, ikinci çeyrekte bu eğilim yavaşlamıştır. Bu durum taşımacılık maliyetlerinin azalması açısından küresel ticaretin seyrine olumlu bir katkı yapabilir. 


Türkiye'nin Dış Ticaretine İlişkin Tahminler;

Türkiye'nin en önemli dış ticaret ortaklarından olan Almanya'nın 2025 ve 2026 yılında yüzde 0,1 ve 0,9 büyümesi öngörülerinin bulunması, ülkemizin Almanya ile olan ticaret hacminin azalmasına neden olabilecektir. Yine Türkiye'nin önemli ortaklarından olan Euro bölgesinin de aynı yıllarda yüzde 1,0 ve 1,2 büyüme beklentilerinin olması da, ticaret hacmimiz açısından olumsuz sonuçlar doğurabilecektir. 

Çin ve Hindistan'ın ise iki yılda da yüksek büyüme rakamları yakalaması beklenmektedir. Çin'in ekonomik büyüme tahmini 2025 ve 2026 için yüzde 4,8 ve 4,2; Hindistan'ın ise iki yıl için yüzde 6,4'tür. 





Yukarıda Tablo 1'de küresel ekonomik görünüme ait veriler yer almaktadır. Hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerin büyüme rakamlarının 2025 ve 2026 yıllarında azalış gösterdiği görülmektedir. Bu nedenle Türkiye'nin ticaret hacminin artış hızının azalmasını beklemek gerekmektedir. Tablo 1.1'de ise temel ekonomik büyüklükler yer almaktadır. Dış Ticaret ile ilgili kısma bakıldığında, sınırlıda olsa hem ihracat hem de ithalatta artış beklendiği görülmektedir. Ancak Dış Ticaret Hacmi/ GSYH değişkeninin yıllar itibariyle azalması beklenmektedir. Buradan küresel ekonomik sorunların Türkiye'nin dış ticaret gelirlerini azaltmasının beklendiği söylenebilir. 


Metinde yer alan "Dış ticaret açısından değerlendirildiğinde, küresel ticaret politikalarındaki belirsizliğe bağlı olarak ihracattaki sınırlı artış ve ithalattaki ivmelenme ile birlikte net mal ve hizmet ihracatı büyümeye 0,5 puan negatif etkide bulunmuştur." ifadesi Türkiye'nin ekonomik büyümesini desteklemesi beklenen dış ticaretin tersine ekonomik büyümeyi azaltan bir unsur olduğunu göstermektedir. 


Türkiye'nin ihracatının küresel gelişmelerden olumsuz etkilendiği metinde yer alan "Türkiye, bu dönemde uyguladığı ihracat odaklı politikalar, pazar çeşitlendirme stratejileri ve rekabet gücünü artırmaya yönelik yapısal adımlar sayesinde küresel ticaretteki ivmeden fayda sağlamış, bu doğrultuda ihracatını artırarak dünya mal ihracatındaki payını yüzde 1,07 seviyesinde sürdürmüştür. Bu dönemde mal ihracatımız bir önceki yıla göre yüzde 2,4 oranında artarak OVP (2025-2027) hedefinin sınırlı düzeyde altında 261,8 milyar dolar seviyesinde gerçekleşmiştir." ifadelerinden anlaşılabilmektedir. 

İthalata gelindiğinde ise, "2024 yılında toplam mal ithalatı, enerji ve altın ithalatındaki aşağı yönlü görünümün de etkisiyle bir önceki yıla göre yüzde 5 oranında düşüş kaydetmiştir.Bu kapsamda, 2024 yılında ithalat (2025-2027) tahminlerine yakın seyrederek 344 milyar dolar seviyesinde gerçekleşmiştir." ifadesinden anlaşılacağı üzere kısmı bir düşüş olmuştur.


OVP'de Ticaretle İlgili Hedefler ve Kararlar;


1) Yöresel ve geleneksel ürünlerin ticarileştirilmesine ve katma değerinin artırılmasına yönelik markalaşma, tasarım, ambalaj ve sertifikasyon süreçleri teşvik edilecek,uluslararası pazarlara erişimi kolaylaştıracak dijitalleşme ve e-ticaret altyapıları güçlendirilecektir. 

2) Kamuda bilişim hizmetlerinin güvenli ve yenilikçi kullanımına yönelik mekanizmalar geliştirilecek, dış ticaret açığı verilen yazılım, donanım ve altyapı harcamalarında tasarruf ve etkinlik sağlanacak,açık kaynak kodla geliştirilen uygulamalar artırılacaktır.

3) Gıda ve tarım ürünlerindeki kısa ve uzun dönemli arz-talep ve ihracat-ithalat değişimleri ile dağıtım zincirindeki gelişmelerin fiyatlara olası etkilerinin erken uyarı yaklaşımıyla izlenmesi, değerlendirilmesi ve fiyat istikrarının desteklenmesini teminen maliye ve dış ticaret politikaları uygulamaya konulacaktır.

4) Küresel ticarette artan korumacılık eğilimleri dikkatle takip edilecek, ortaya çıkan fırsatlardan azami düzeyde istifade edilirken söz konusu gelişmelerin beraberinde getirdiği riskler  dengeli ve önetkin bir yaklaşımla yönetilecektir. Bu anlayışla Program döneminde cari işlemler açığının iyileştirilerek dış denge kaynaklı oluşabilecek risklerin azaltılması temel amaçtır.  Yüksek katma değerli ve teknoloji yoğun ihracat artışını teşvik eden, kritik ürün ve  teknolojilerde  ithalata bağımlılığı azaltmayı sağlayan, hizmetler sektöründe ise ülkemizin potansiyeli daha etkin şekilde kullanılacaktır.

5) Dünya ticaretinden alınan payın yükseltilmesi amacıyla ihracatın geleneksel ürün ve pazar yapısını geliştirerek, yeni ürün ve yeni pazar çeşitliliğine odaklanılacaktır. Türkiye markasının bilinirliğini artırmak, pazar çeşitlendirmesiyle yeni pazarlara ulaşmak, mevcut pazarlardaki konumu güçlendirmek için ihracatçıların ihtiyaçlarına yönelik uygulamalar hayata geçirilecek ve küresel ticarette son dönemdeki eğilimlerin ortaya çıkaracağı fırsatlardan azami şekilde istifade edilecektir.

6) İhracatçıların rekabet güçlerinin ve dayanıklılıklarının artırılmasını teminen uygun koşullarda finansmana erişimlerinin güçlendirilmesi önceliklendirilecektir. Özellikle yeşil ve dijital dönüşüm odağında ihracatta finansman imkânlarının geliştirilmesi, ihracata yönelik destek mekanizmalarının etkin bir şekilde kullanılması yoluyla sürdürülebilir ve yüksek katma değerli ihracat potansiyeli yükseltilecektir.

7) Küresel ölçekte rekabet gücünün artırılmasını teminen yeşil ve dijital dönüşümü sağlayacak politikalar hayata geçirilerek uluslararası düzenlemelere uyum güçlendirilecek, ihracatçı firmaların rekabetçiliği desteklenecektir.

8) Artan korumacılık eğilimlerinin doğurduğu risk ve belirsizlikleri yönetmek için mevcut ticaret anlaşmalarının derinleştirilmesi, potansiyel ihracat pazarlarına yönelik yeni ticaret anlaşmalarının müzakere edilmesine yönelik ticaret diplomasisi araçları etkin bir şekilde kullanılacaktır. Dost ve yakın ülkeler başta olmak üzere, komşu ve çevre ülkeler ile uzak ülkeler dâhil farklı pazarlara yönelik ihracatımızın artırılması amacıyla ikili ve çok taraflı diyalog ve istişare mekanizmalarından azami düzeyde faydalanılacaktır.

9) Son yıllarda arama ve üretim faaliyetleri sayesinde ekonomiye kazandırılan rezervlerin ithalat bağımlılığını azaltmaya katkısı sürdürülecektir. İthalatın makroekonomik çerçevedeki hedeflerle çelişmeyen seviyelerde kalmasını teminen arz güvenliği göz önünde bulundurularak, enerji ve diğer kritik emtialar gibi unsurların yurt içinde üretimi teşvik edilecek ve tüketim malı ithalatına olan talep sınırlandırılacaktır.

10) Hizmet ticareti alanındaki potansiyelin daha etkin kullanılması için küresel ölçekteki yeni eğilimler yakından takip edilerek turizm ve taşımacılık gibi ana hizmet kalemlerindeki ülke konumu güçlendirilecek, yeni nesil hizmet kalemlerinde küresel oyuncular arasında yer alınacaktır.

Sonuç ve Öneriler;

Sonuç olarak, OVP'ye küresel ekonomik gelişmelerin etkisiyle, uluslararası ticaret açısından olumsuz bir havanın hakim olduğu söylenebilir. Türkiye'nin küresel ticaret hacminin artış hızının azalacağı ve küresel ticaretten aldığı payın aynı kalacağı beklenmektedir. Bu olumsuz durumdan en az düzeyde etkilenmek için, ülke ve ürün çeşitliliğinin artırılması, ticaret diplomasisi araçlarının aktif olarak kullanılması, finansman desteklerinin sağlanması, yeşil ve dijital dönüşümün artırılması, gıda ve arz güvenliklerinin artırılması, katma değeri yüksek ürünlerin üretiminin ve ihracının teşvik edilmesi gibi tedbirler alınacağı belgede yer almaktadır. Aşağıda yer alan ve metinden aldığım bölüm aslında belgede yer alan görüşleri dış ticaret açısından özetler niteliktedir. 


"Küresel ticarette artan belirsizlikler, korumacılık eğilimleri ve tedarik zincirlerinde yaşanan dönüşüm dikkate alınarak Türkiye’nin değer zincirlerindeki konumunu güçlendirmek ve küresel ihracat pazarından daha fazla pay almasını sağlamak üzere teknoloji yoğun ve katma değeri yüksek üretimi ve ihracatı artırmaya yönelik politikalara odaklanılacaktır. Ar-ge ve yenilik ekosisteminin teşvikiyle yerli üretim kapasitesi güçlendirilirken ihracatın ürün ve pazar çeşitliliği artırılacaktır.Böylece cari işlemler dengesinde kalıcı ve sürdürülebilir iyileşme sağlanacaktır. Cari işlemler açığının finansmanında ise doğrudan yabancı yatırımların ülkeye çekilmesi ve ihracat finansman araçlarının etkinleştirilmesiyle üretim odaklı kaynakların ön plana çıkarılması ve sürdürülebilir bir finansman yapısının oluşturulması hedeflenmektedir. Yatırımcı güvenini artıracak ve iş yapma ortamını güçlendirecek düzenlemeler Program döneminde hayata geçirilerek ekonomi genelinde topyekûn bir iyileşme sağlanması öngörülmektedir."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yeni Makale Yayımı: Trade Openness, Inequality, and Internal Conflict

Yeni araştırma makalem “Trade Openness, Inequality, and Internal Conflict: Global Evidence from a Dynamic Panel Analysis” , Journal of Econo...